6 Şubat 2009 Cuma
Fethullah sicilli Emniyet İstihbarat Daire Başkanı uyardı; TGB’ye Dikkat!
Fethullah sicilli Emniyet İstihbarat Daire Başkanı uyardı; TGB’ye Dikkat!
Eylül ve Ekim ayı TGB açısından oldukça hareketliydi. Tayyip Erdoğan’ın ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in üniversitesi açılışlarında TGB tarafından protesto edilmesi bu hareketliliğin başlıca nedeni. Eskişehir’deki şehit cenazesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün vatandaşlarca yuhalanarak törenden ayrılmaya zorlanmış ve TGB Gül’ü protesto etmiştir.
Bu eylemlerimiz kamuoyunda geniş yer buldu ve tartışıldı. Bu eylemlerimizin başarısı sırrı şüphesiz ki doğru ve net siyasetlerimizdir. Bu haklı ve doğru siyasetimiz sayesinde de Türkiye’nin en büyük gençlik örgütü olmayı başardık.
Yaptığımız merkezi toplantılarda, şubelerimizde yapılan toplantılarda gücümüzü büyütmeyi tartışmaya devam edeceğiz. Büyümenin muhasebesini yaparken dikkate alacağımız bir etken daha var. Karşımızdaki kuvvetin TGB’yi nasıl gördüğüdür.
Üniversiteler Tayyip’e dar geldi
Tayyip Erdoğan altı yıllık iktidarı boyunca ilk kez bu yıl üniversite açılışlarını katıldı. İlk olarak İstanbul Teknik Üniversitesi’nin açılışına katılan Erdoğan’ı öğrenciler “12 Eylül’ün çocuğu” diye karşıladı. Bu doğruydu ama Erdoğan’ın bütün Türkiye’nin bildiği gerçek kimliğini açıklamıyor. Tayyip, Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı görevlisidir. Bu sebeple o koltuğu işgal etmektedir.
15 Eylül günü TGB’nin Marmara ve Bahçeşehir Üniversitelerinde yaptığı “Hortumcu Başbakan ve BOP Eşbaşkanları dışarı” protestoları AKP’yi ve Sayın Eşbaşkanı oldukça rahatsız etmiş, TGB’nin sloganları salonun içinde yankılanınca protestoyla ilgili birkaç kelime edemeden devam edememiştir.
Ertesi gün Zaman, Vakit, Star ve Yeni Şafak gazeteleri de TGB’ye saldırarak bu rahatsızlığı gösteriyordu. AKP’de de bu protestoların nasıl bir etki yaratacağı belliydi. Çünkü Tayyip Erdoğan’ın en çok köşeye sıkıştırıldığı bir dönemde bu denli yakından protesto ediliyordu ve en yalın haliyle görevleri yüzüne haykırılıyordu. Çok geçmeden de AKP’deki sıkıntının boyutunu Ankara Üniversitesi’nin açılışında Hüseyin Çelik’ten öğrendik.
TGB üyeleri 6 Nisan günü Ankara Üniversitesi’nin açılışına gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i protesto etmişti. Açılış törenin ardından gazetecilere “bunların ağababaları içeride” açıklaması yapan Çelik, AKP’nin TGB’yi yakından takip ettiğini kanıtlıyordu. Çünkü o salonda TGB dışında başka grupların temsilcileri de Çelik’i protesto etmişti hatta daha gürültülü biçimde. Fakat Hüseyin Çelik için kimin kaç desibel sese sahip olduğu önemli değildi. “Burası Atatürk’ün Üniversitesi burada konuşamazsınız. Şehitlerimiz üzerinden siyaset yapamazsınız. Askerlerimizi ABD’ye peşkeş çektiniz.” diyen TGB üyesinin sözleri Çelik’in moralini bozmuş ve bu sözler üniversitelerin kimin olduğu gerçeğini AKP’nin bir kez daha düşünmesine neden olmuştur.
ABD’yle gizli anlaşmaya cevap cami avlusundan; YUH!
Ekim ayı içinde 15 Mehmetçiğimizin şehit edilmesi Türk Milletini olduğu gibi gençliği de derinden yaralamıştı. Şehit cenazelerinde en önde gençlerin olması milletimizin umudunu ve direncini arttırıyordu. Fakat artık 70 milyonun bildiği –işbirlikçiler daha iyi bilir- bir gerçek vardı. O da Mehmetçiğimizin katilinin Amerika olduğudur.
Gözü yaşlı şehit ailelerinin acısının duymamak, vatanına bağlı ve bu uğurda mücadele eden biz Türk gençliği için kabul edilemez bir şeydir. Bizim için kabul edilemez bir şey daha vardır ki o da Amerika’nın projelerinde görev alıp, Amerika’yla gizli anlaşmalar yapıp sonra da Amerika’nın beslediği ve eğittiği PKK kurşunuyla ölen Mehmetçiğin cenazesine gelip sahte gözyaşları dökmek. İşte biz bunu kabul edemeyiz.
15 Şehidimizden Jandarma Astsubay Hasan Önal’ın cenazesi Eskişehir’e getirildiğinde, diğer şehirlerde olduğu gibi Türk gencine yakışır bir şekilde TGB’liler Mehmetçiklerimize karşı görevlerini yerine getirmek üzere cenazeye katılmışlardır. Fakat bu cenazeye Abdullah Gül’ün de katılacağı haberini alan TGB’liler, yine Türk gencine yakışır şekilde hareket etmiş ve Amerika’yla anlaşmalar yapıldığı için Mehmetçiklerimizin öldüğünü pankartlara yazarak Gül’ü cenazeden ayrılırken protesto etmişlerdir.
Aynı cenazede Abdullah Gül cami avlusuna girdiği sırada vatandaşların yuhalamalarıyla karşılanmıştır. Camideki vatandaşların yuhalamaları ve TGB’nin protestosu üzerine devlet adamlığına yakışmayacak bir hareketle, yoldan geçen bir genci otomobilin camından parmakla göstererek de gözaltına aldıran Gül, bu yaşananlara alışmalıdır.
Ertesi günü gazetelerde Gül’ün protesto edildiği haberi geniş yer bulmuştu. Zaman ve Star gazetelerinin haberleri çarpıcıydı. Star Gazetesi’nde haber Zafer Kütük imzalıydı. Haberde Ergenekon’un şehit cenazelerinde provokasyonlar planladığı ve bunun da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı tarafından il emniyet müdürlüklerine bilgi notuyla gönderildiği ifade ediyordu.
Habere göre, EGM İstahbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek Bey bilgi notuyla yetinmeyip, şehit cenazelerinin kalkacağı il emniyet müdürlüklerini bizzat “TGB’ye dikkat” diye uyarmayı da ihmal etmiyordu.
Uyarıyoruz! TGB’ye dikkat edin!
Ramazan Akyürek’in çabası boşuna değil, TGB’ye dikkat edin! Çünkü TGB, Türkiye’nin ihtiyacı olan gençlik örgütüdür. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı koltuğunda oturan kişiler Amerika’yla ast-üst ilişkinde olduklarını, o projelerde görev aldıklarını açıkça itiraf ederken, Türk Silahlı Kuvvetleri Amerikan tertiplerinde hedef alınırken TGB’ye dikkat edin!
Türkiye’de iktidar olan partinin laiklik karşıtı olduğu faaliyetlerin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmişken, türbanla üniversiteler teslim alınmaya çalışılırken TGB’ye dikkat edin!
PKK’nın, “Büyük Müttefik” Amerika tarafından eğitildiği bütün dünya kamuoyunda bilindiği halde, Türkiye’nin istihbarat raporlarıyla bu belgeli olduğu halde, vatan evlatlarının Amerikan kurşunuyla öldüğü bilindiği halde Amerika hala müttefikse TGB’ye dikkat edin!
Türkiye’de, bize göre Amerikan’ın planlarını bozan, size göre müttefiklik ilişkilerinize zarar veren aydınlar, profesörler, askerler, siyasetçiler, gazeteciler gladyo diye tutuklanıyorsa ve bu kişiler gladyonun hedefindeki kişiler olduğu gün gibi gerçekse… Türkiye’de istihbaratın başındaki kişi Fethullah sicilliyse, Hrant Dink cinayetinin tertipleyicisiyse… Katili gladyo olan Uğur Mumcu’nun ağabeyi bu davada sanık avukatsa, bu davanın Türkiye’nin milli iradesini kırmaya yönelik bir tertip olduğu artık sizin taraftarlarınızca bile kabul edilir hale gelmişse… Ergenekon tertibiyle durduramadığınız TGB’ye dikkat edin!
Bizlerin hayallerini, hedeflerini sizin çocuklarınızla karıştırmayın. Babalarımızın saltanatının yiyicileri değiliz biz, emek vermeyi, hak etmeyi biliyoruz. Zaten ailelerimizin bir saltanatı yok. Böyle bir gençlik örgütüyüz. TGB’li olmak isteyenlere de bunu söylüyoruz. Haramzadecilik, köşe dönmecilik yazmaz kitabımızda. Çalışan, üreten bir toplum kurmak için, saltanatınızı yıkacağız. TGB’ye dikkat edin!
Bizden olan olmayanı ayrımını sizden öğrendik ama biz uygar Türk Milletinin evlatlarıyız. Ülkemizin bağımsızlığı, vatanımızın bütünlüğü için mücadele ediyoruz. Türkiye kazanacak biliyoruz. Amerika’yla müttefik değiliz. Batı’nın politikalarını kabul etmiyoruz. Kendi kararlarımızı kendimiz alırız. Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında başı eğik değil, güçlü olmasını istiyoruz. Dünya ülkeleriyle eşitlik temeline dayanan ilişkiler kuran bir Türkiye’nin mücadelesini veriyoruz. Uygar bir millet olarak yeniden dünyadaki yerimizi almak istiyoruz. Böyle bir Türkiye isteyen, düşünen her genci mücadele etmeye çağırıyoruz. TGB’ye dikkat edin!
12 Eylül öncesinden büyük dersler çıkardık. Türkiye’nin bağımsızlığı, vatanımızın bütünlüğü konusunda bir araya geliyoruz, birleşiyoruz. Tehdidin büyük olduğunu gören gençler Türkiye’ye sahip çıkıyor, sahip çıktığımız aynı zamanda geleceğimizdir. Nasıl bir gelecek istiyoruz sorusuna tam bağımsız, kendi kararlarını kendi alan, üretim ekonomisine dayanan, millet olarak Cumhuriyet’le yönetilen bir Türkiye cevabı veriyoruz. Bu bizim karakterimizdir. Gençliğe hitabedeki görevimizi yerine getirmek için canımızı ortaya koyuyoruz. TGB’ye dikkat edin!
Üniversitelerde görevlerimiz
TGB’nin doğru siyasetlerle yapmış olduğu protestolar AKP’ye geri adım attırmayı başarmıştır. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Üniversitesi’nin açılışına gelemeyişi TGB’nin eylemlerinin neticesinde gerçekleşmiştir. Bu kararlılığımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Rektör Mesut Parlak’ın konuşmasında da belirttiği gibi üniversiteler cumhuriyetin kazanımlarıdır. TGB, üniversitelerin değil AKP’nin yıkılacağını ilan etmiştir.
AKP’nin TGB’ye tedbir alması boşuna değildir. Türkiye’de 60’lı yıllardan bu yana ilk kez bir gençlik örgütü bu denli kitleselleşiyor. Özellikle 12 Eylül’den sonra ilk kez bir gençlik örgütü hükümetle karşı karşıya geliyor. TGB’nin AKP’yle karşı karşıya geldiğini açıkça tespit edelim. Gençlik hareketinin önündeki sorun iktidarın Amerika’dan kurtarılması sorunudur. Türkiye’nin yeniden Atatürk’ün kurmuş olduğu devlet modelinde örgütlenmesi, bağımsızlık bayrağını en yukarıya dikilmesi en acil meseledir.
Bu konu üniversite gençliğinin büyük çoğunluğunun hem fikir olduğu konudur. Bunun üniversitelerde panellerle, sempozyumlarla, forumlarla tartışılması ve geniş öğrenci kitlelerinin bu fikir etrafında bir araya getirilmesi önceliklidir.
Ergenekon davası Amerika’nın mahkum edilmesi ve AKP’nin yıkılışı açısından yumuşak karındır. Bu davada elde edilecek başarı Türkiye’nin hanesine yazılacak bir başarıdır. Dikkatlerimiz davaya yoğunlaştırmalıyız.
TGB, Türk gençliğinin önünü açan berrak siyasetleriyle üniversitelerde güç kazanmaya devam etmektedir. Bu siyasetleri kitleselleştirmeyi esas almalıyız. Krizin daha da kendini hissettirmesi ve Silivri’de gladyonun mahkumiyetle sonuçlanması halinde, Türkiye 60 yıllık “Küçük Amerika” sisteminin çözümlerini arayacaktır.
Üniversitelerde Atatürk’ün bağımsız Türkiye’sinin kuruluşuna önderlik Türkiye Gençlik Birliği’nin omuzlarındadır.
Bu yazı Kırmızı Beyaz'ın Kasım 2008 sayısında yer almıştır.
MB
TGB Tayyyip'i Protesto etti
Türkiye Gençlik Birliği Marmara ve Bahçeşehir Üniversiteleri’nin Açılış Törenine katılan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto etmiştir.
TGB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet BOZKURT basın açıklamasında şunları söyledi:
BOP’un Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Üniversiteden Dışarı
Recep Tayyip Erdoğan adı, Almanya’daki Deniz Feneri davasının belgelerinde para alan kişi olarak geçmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu partinin tabelaları fındık üreticileri tarafından taşlanmaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi bu partinin laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı haline geldiğini saptamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan günlerdir basınla kavga ederek, hakkındaki eleştirileri cevapsız bırakmaktadır.
RTE Şimdi de üniversitelere gelmektedir. Tayyip Erdoğan’la, üniversiteler arasındaki çelişki de basittir.
Tayyip Erdoğanlar Türkiye’yi durdururken, üniversiteler Türkiye’nin nasıl ilerleyeceğine ve nasıl daha güçlü olacağına çare bulan kurumlardır. Mesele, Türkiye’yi durduranlarla, ilerletenler arasındadır.
Hepimiz çok iyi bilmekteyiz ki, üniversitelerin İktisat bölümlerinde ekonomiyi durdurmak, işçiyi işten atmak, çiftçinin anasına sövmek, esnafa kepenk kapattırmak ve yolsuzluk öğretilmez.
Üniversitelerin Hukuk Fakültelerinde ülkenin aydınlarına, Atatürkçü gençlerine karşı kanunsuzca tertipler düzenlemek ve bu kanunsuzluğun “savcısı” olmak öğretilmez.
Üniversitelerin İlahiyat Fakültelerinde inanç sömürüsüyle rant sağlamak, hanedanlık kurmak ve zevk içinde bir yaşam sürme öğretilmez.
Tayyip Bey, size hatırlatmak isteriz ki, Türkiye’nin hiçbir üniversitesinde Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesinde görev almak öğretilmez.
Bunlar suçtur!
Türkiye’de bunları anlatacağınız ne bir üniversite, ne ders vereceğiniz bir amfi ve ne de bunları dinleyecek bir Türk Genci vardır.
Faaliyetleriniz hesabının sorulacağı yer Yüce Divan’dır. Yolunuz açık olsun.
ATATÜRK GENÇLİĞİ GÖREV BAŞINDA!
CUMHURİYET ÜNİVERSİTELERİ DEĞİL AKP YIKILACAK!
15 Eylül 2008 Beyazıt'ta ve Beşiktaş'ta Tayyip Erdoğan protesto edildi.
Deniz Gezmişlerin idamının 36. yılında yapılan konuşma
06 Mayıs 2008
Galatasaray Lisesi önünde TGB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bozkurt'un yaptığı konuşmadır.
Ülkemiz de yaşananlar Atatürk'ün Bursa Nutku'nda ifade ettiği gibidir. Ve o nutukta bahsedilen gençlikte bugün görev başındadır. TGB, Atatürk'ün yolundadır.
İstanbul'dan Ankara'ya üç bin gençle yürüyerek cumhuriyet tarihinin en büyük gençlik yürüyüşünü gerçekleştiriyoruz. Üniversite ve liseli gençliğini Atatürk'ün yolunda yürümeye çağırıyoruz.
Deniz Gezmiş 16-19 Mayıs tarihlerinde bizimle beraber Atatürk'ün yolunda yürüyecektir. Deniz'le beraber AKP'ye, Tayyip Erdoğanlara karşı birlikte yürüyoruz.
Türkiye'nin yiğit gençlerinin liderleri 36 yıl önce bugün idam edildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesi önünde saygıyla eğiliyor ve onların uğruna ölüme gittikleri tam bağımsız Türkiye aşkı bugün biz gençlerin en büyük davası olduğunu ilan ediyoruz.
Neden 40 yıl sonra 68 gençlik hareketi ve Deniz Gezmiş yeniden Türkiye'nin gündemine gelmiştir?
Bu dönemde Deniz Gezmiş tarih sahnesine yeniden çıkması anlamlıdır ve doğrudur. Deniz, Türk Gençliğine yeniden önderlik etmektedir.
Ellerin Türk Bayrağıyla 6. filoyu denize döken Deniz Gezmiş'tir.
Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal yürüyüşü düzenleyip, Türk Bayrağını en önde taşıyan Deniz'dir.
Mücadelesinin emperyalistlere ve anti-Kemalistlere karşı yürüttüğünü söyleyen ve gençliği birleştiren tek yolun Atatürk'ün yolu olduğunu söyleyen Deniz Gezmiş'in kendisidir.
Ve Deniz'in, bugün onu ananlara bir tembihi vardır. İdam edileceği gün yazdığı mektupta bilimi unutmayın diyor. Çünkü Deniz dava adamıdır, efsaneleşen Deniz'i ancak bilimle aşılabileceğinin mirasını bizlere bırakıyor.
Türkiye'nin bağımsızlığını kazanmak için ölümü göze alacağı günler yaklaşmaktadır. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün görevlisi olduklarını açıkça itiraf ettikleri Büyük Ortadoğu Projesi ülkemizin bağımsızlığını ve bütünlüğünü tehdit etmektedir. İşte Irak'ta yaşananlar bu proje kapsamındadır. Amerika'nın hedefinde şimdi İran ve Türkiye vardır.
Hakkında kapatma davası açılan ve ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Cumhuriyeti yıkmak ve ülkemizi ılımlı bir İslam devletine dönüştürmekle suçlanan bir yönetimin iş başında kalması, Türkiye için en önemli güvenlik sorunu haline gelmiştir.
Tayyiplerin çocuklarının hayatıyla, hayatımız arasında karar vereceğiz
Biz gençlerin geleceği Tayyip Erdoğanlar tarafından kararlaştırılamaz. Türk Gençliği'nin hayatı, Tayyip Erdoğanların çocuklarının hayatıyla karşı karşıya gelmiştir. Bir tarafta kapağı Amerika'ya atıp, gemicikler yüzdürenler. Diğer tarafta ise AKP'nin sosyal güvenlik yasası başta olmak üzere çıkardığı tüm yasalarla ve planlanan anayasa değişikliğiyle geleceğine ipotek koyulan biz Türk Gençliği. Elbette bu saltanatın bir sonu vardır. Tarih bu sonu yazmaya başlamıştır.
Tarih Damat Feritlerin, Vahdettinlerin sonunu 19 Mayıs 1919'da yazmaya başladı, Adnan Mendereslerin sonu malum... Türk Milleti iktidara geldiği günden itibaren Tayyip Erdoğan hakkında suç dosyasını tutmaya başlamıştı. Ve tarih Tayyiplerinde sonunu yazmaya başlamıştır. Cumhuriyet mitingleriyle başlayan bu süreç, Mehmetçik eylemleriyle devam etmiş son olarak emekçilerin eylemleriyle beraber tarihin saati işlemeye devam etmiştir. Açılan kapatma davası bu sonunun doruğudur.
Tarihimizde değişilmez bir olay vardır. O da büyük hesaplaşma günlerinde Türk Gençliği'nin tarih sahnesine çıkması. İşte bugün yine öyle olmaktadır. Belki de 1919'dan sonraki en anlamlı 19 Mayıs'ı yaşıyoruz. Çünkü Türkiye, Tayyip Erdoğanlarla yürüdüğü yolun sonuna gelmiştir. 19 Mayıs 1919'un bir sonunun başlangıcı ve bir milletin bağımsız yaşamaya karar verdiği gündür.
19 Mayıs 2008 de öyledir. AKP'nin sonunu ve Türk Gençliği'nin tam bağımsız olarak Atatürk'ün Türkiye'sinde yaşamaya karar verdiği gündür.
İstanbul'dan, tarihi Galatasaray Lisesi önünden, Deniz Gezmiş'lerin idamının 32. yılında, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 89. yılında TGB olarak ilan ediyoruz; Atatürk'ün yolunda Anadolu'ya geçiyoruz.
Atatürk'ün Türkiye'sinde, yeniden tam bağımsız bir ülkede tek bir millet olarak yaşamak için Amerika'nın ve Avrupa'nın denetiminden kurtulmak yeniden Atatürk'ün programını uygulamak kaçınılmaz olmuştur.
Atatürk, milleti tarafından yeniden keşfedilmektedir. Atatürk'ün genci Deniz Gezmiş'in bu dönemde yeniden gündemdedir.
Ülkemiz de yaşananlar Atatürk'ün Bursa Nutku'nda ifade ettiği gibidir. Ve o nutukta bahsedilen gençlikte bugün görev başındadır. TGB, Atatürk'ün yolundadır.
16-19 Mayıs'ta Milli İrade yürüyor
Türk Genliği, TGB'nin önderliğinde 16-19 Mayıs'ta İstanbul'dan Ankara'ya Atatürk yürüyüşü gerçekleştiriyor. 16 Mayıs cuma günü Yıldız Teknik Üniversitesi'nde çalıştayla birlikte başlayacak etkinlikler, 19 Mayıs günü Ankara'da Anıtkabir'de son bulacak.
Cumhuriyet tarihinin en büyük gençlik yürüyüşünü buradan kamuoyuna duyuruyoruz. Üniversite ve liseli gençliğini Atatürk'ün yolunda yürümeye çağırıyoruz. Deniz Gezmiş 16-19 Mayıs tarihlerinde bizimle beraber yürüyecektir. Deniz'le beraber AKP'ye, Tayyip Erdoğanlara karşı birlikte yürüyoruz.
Türk Gençliği Atatürk'ün yolundadır.
68'in mirası Tam Bağımsız Türkiye davası bugün bizlerin omuzlarındadır.
Söz konusu iktidar Bursu Nutku'nda belirtildiği gibidir ve Atatürk'ün anladığı Türk Gençliği'de 16-19 Mayıs'ta İstanbul'dan Ankara'ya doğru yürüşe geçmiştir.
Türk Gençliği'ne AKP'ye karşı yürümek yakışır!
Galatasaray Lisesi önünde TGB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bozkurt'un yaptığı konuşmadır.
Galatasaray Lisesi önünde TGB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bozkurt'un yaptığı konuşmadır.
Ülkemiz de yaşananlar Atatürk'ün Bursa Nutku'nda ifade ettiği gibidir. Ve o nutukta bahsedilen gençlikte bugün görev başındadır. TGB, Atatürk'ün yolundadır.
İstanbul'dan Ankara'ya üç bin gençle yürüyerek cumhuriyet tarihinin en büyük gençlik yürüyüşünü gerçekleştiriyoruz. Üniversite ve liseli gençliğini Atatürk'ün yolunda yürümeye çağırıyoruz.
Deniz Gezmiş 16-19 Mayıs tarihlerinde bizimle beraber Atatürk'ün yolunda yürüyecektir. Deniz'le beraber AKP'ye, Tayyip Erdoğanlara karşı birlikte yürüyoruz.
Türkiye'nin yiğit gençlerinin liderleri 36 yıl önce bugün idam edildi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelesi önünde saygıyla eğiliyor ve onların uğruna ölüme gittikleri tam bağımsız Türkiye aşkı bugün biz gençlerin en büyük davası olduğunu ilan ediyoruz.
Neden 40 yıl sonra 68 gençlik hareketi ve Deniz Gezmiş yeniden Türkiye'nin gündemine gelmiştir?
Bu dönemde Deniz Gezmiş tarih sahnesine yeniden çıkması anlamlıdır ve doğrudur. Deniz, Türk Gençliğine yeniden önderlik etmektedir.
Ellerin Türk Bayrağıyla 6. filoyu denize döken Deniz Gezmiş'tir.
Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal yürüyüşü düzenleyip, Türk Bayrağını en önde taşıyan Deniz'dir.
Mücadelesinin emperyalistlere ve anti-Kemalistlere karşı yürüttüğünü söyleyen ve gençliği birleştiren tek yolun Atatürk'ün yolu olduğunu söyleyen Deniz Gezmiş'in kendisidir.
Ve Deniz'in, bugün onu ananlara bir tembihi vardır. İdam edileceği gün yazdığı mektupta bilimi unutmayın diyor. Çünkü Deniz dava adamıdır, efsaneleşen Deniz'i ancak bilimle aşılabileceğinin mirasını bizlere bırakıyor.
Türkiye'nin bağımsızlığını kazanmak için ölümü göze alacağı günler yaklaşmaktadır. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün görevlisi olduklarını açıkça itiraf ettikleri Büyük Ortadoğu Projesi ülkemizin bağımsızlığını ve bütünlüğünü tehdit etmektedir. İşte Irak'ta yaşananlar bu proje kapsamındadır. Amerika'nın hedefinde şimdi İran ve Türkiye vardır.
Hakkında kapatma davası açılan ve ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Cumhuriyeti yıkmak ve ülkemizi ılımlı bir İslam devletine dönüştürmekle suçlanan bir yönetimin iş başında kalması, Türkiye için en önemli güvenlik sorunu haline gelmiştir.
Tayyiplerin çocuklarının hayatıyla, hayatımız arasında karar vereceğiz
Biz gençlerin geleceği Tayyip Erdoğanlar tarafından kararlaştırılamaz. Türk Gençliği'nin hayatı, Tayyip Erdoğanların çocuklarının hayatıyla karşı karşıya gelmiştir. Bir tarafta kapağı Amerika'ya atıp, gemicikler yüzdürenler. Diğer tarafta ise AKP'nin sosyal güvenlik yasası başta olmak üzere çıkardığı tüm yasalarla ve planlanan anayasa değişikliğiyle geleceğine ipotek koyulan biz Türk Gençliği. Elbette bu saltanatın bir sonu vardır. Tarih bu sonu yazmaya başlamıştır.
Tarih Damat Feritlerin, Vahdettinlerin sonunu 19 Mayıs 1919'da yazmaya başladı, Adnan Mendereslerin sonu malum... Türk Milleti iktidara geldiği günden itibaren Tayyip Erdoğan hakkında suç dosyasını tutmaya başlamıştı. Ve tarih Tayyiplerinde sonunu yazmaya başlamıştır. Cumhuriyet mitingleriyle başlayan bu süreç, Mehmetçik eylemleriyle devam etmiş son olarak emekçilerin eylemleriyle beraber tarihin saati işlemeye devam etmiştir. Açılan kapatma davası bu sonunun doruğudur.
Tarihimizde değişilmez bir olay vardır. O da büyük hesaplaşma günlerinde Türk Gençliği'nin tarih sahnesine çıkması. İşte bugün yine öyle olmaktadır. Belki de 1919'dan sonraki en anlamlı 19 Mayıs'ı yaşıyoruz. Çünkü Türkiye, Tayyip Erdoğanlarla yürüdüğü yolun sonuna gelmiştir. 19 Mayıs 1919'un bir sonunun başlangıcı ve bir milletin bağımsız yaşamaya karar verdiği gündür.
19 Mayıs 2008 de öyledir. AKP'nin sonunu ve Türk Gençliği'nin tam bağımsız olarak Atatürk'ün Türkiye'sinde yaşamaya karar verdiği gündür.
İstanbul'dan, tarihi Galatasaray Lisesi önünden, Deniz Gezmiş'lerin idamının 32. yılında, Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 89. yılında TGB olarak ilan ediyoruz; Atatürk'ün yolunda Anadolu'ya geçiyoruz.
Atatürk'ün Türkiye'sinde, yeniden tam bağımsız bir ülkede tek bir millet olarak yaşamak için Amerika'nın ve Avrupa'nın denetiminden kurtulmak yeniden Atatürk'ün programını uygulamak kaçınılmaz olmuştur.
Atatürk, milleti tarafından yeniden keşfedilmektedir. Atatürk'ün genci Deniz Gezmiş'in bu dönemde yeniden gündemdedir.
Ülkemiz de yaşananlar Atatürk'ün Bursa Nutku'nda ifade ettiği gibidir. Ve o nutukta bahsedilen gençlikte bugün görev başındadır. TGB, Atatürk'ün yolundadır.
16-19 Mayıs'ta Milli İrade yürüyor
Türk Genliği, TGB'nin önderliğinde 16-19 Mayıs'ta İstanbul'dan Ankara'ya Atatürk yürüyüşü gerçekleştiriyor. 16 Mayıs cuma günü Yıldız Teknik Üniversitesi'nde çalıştayla birlikte başlayacak etkinlikler, 19 Mayıs günü Ankara'da Anıtkabir'de son bulacak.
Cumhuriyet tarihinin en büyük gençlik yürüyüşünü buradan kamuoyuna duyuruyoruz. Üniversite ve liseli gençliğini Atatürk'ün yolunda yürümeye çağırıyoruz. Deniz Gezmiş 16-19 Mayıs tarihlerinde bizimle beraber yürüyecektir. Deniz'le beraber AKP'ye, Tayyip Erdoğanlara karşı birlikte yürüyoruz.
Türk Gençliği Atatürk'ün yolundadır.
68'in mirası Tam Bağımsız Türkiye davası bugün bizlerin omuzlarındadır.
Söz konusu iktidar Bursu Nutku'nda belirtildiği gibidir ve Atatürk'ün anladığı Türk Gençliği'de 16-19 Mayıs'ta İstanbul'dan Ankara'ya doğru yürüşe geçmiştir.
Türk Gençliği'ne AKP'ye karşı yürümek yakışır!
Galatasaray Lisesi önünde TGB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bozkurt'un yaptığı konuşmadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)